İnsanlar, özellikle gelişmiş ülkelerde, köpeklerini yürüyüşe çıkardıklarında ya da parkta vakit geçirdiklerinde neden dışkılarını poşet veya eldivenle toplar, hiç düşündünüz mü? Belki de asıl sorulması gereken soru şudur: Neden toplamaları gerekir?
Bunun nedeni aslında oldukça basittir, kimse kamusal alanlarda hayvan dışkısı görmek istemez. Köpek sahipleri, yalnızca dostlarının bakımından değil, onların geride bıraktıklarının temizliğinden de sorumludur.
Evcil hayvanların dışkıları, insanlara bulaşabilen çeşitli parazitler barındırabilir. Hayvanlar ve insanlar arasında geçen bu tür hastalıklar “zoonoz” olarak adlandırılır ve bunların önemli bir kısmını parazitler oluşturur. Kedi ve köpek dışkılarıyla kirlenen parklar, bahçeler ve oyun alanları, insanlara bulaşabilen zoonoz parazitlerin yayılmasına neden olabilir. İşte tam da bu yüzden, sorumlu bir hayvan sahibi olmanın en önemli adımlarından biri, dışkıyı toplamak ve doğru şekilde imha etmektir.
Kedi ve Köpek Dışkısıyla Bulaşan Parazitler

Kedi ve köpek dışkılarıyla kirlenen parklar, insanlara bulaşabilen parazitler için risk oluşturur. Evcil hayvanlarda en yaygın görülen parazitler, helmint adı verilen solucanlardır. Helmintler;
- Cestoda (şerit solucanlar),
- Trematoda (yassı solucanlar),
- Nematoda (yuvarlak solucanlar)
olmak üzere üç ana gruba ayrılır. Bunlardan özellikle nematodlar, hem hayvanlarda hem de insanlarda parazit olarak yaşayabilir.
Ancak tehdit yalnızca solucanlarla sınırlı değildir. Protozoonlar gibi tek hücreli parazitler de enfeksiyona yol açabilir. Bu parazitler, hayvanların bağırsaklarında yaşar ve dışkıyla çevreye yayılır. Bu nedenle, kedi ve köpek dışkısının temizlenmediği parklar ve oyun alanları, zoonotik hastalıklar için büyük risk taşır.
Nematoda Şubesinde Yer Alan Parazitler

Kedi ve köpek dışkılarıyla yayılan parazitler, özellikle parklar ve oyun alanlarında ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturuyor. En yaygın görülen ve en tehlikeli parazitlerden biri Toxocara türleridir. Köpeklerde Toxocara canis, kedilerde ise Toxocara cati olarak adlandırılan bu parazitler, hayvanların ince bağırsaklarında yaşar ve yumurtalarını dışkıyla çevreye bırakır.
Bu yumurtalar dış ortamda uzun süre canlı kalabilir ve çeşitli yollarla insanlara bulaşabilir. En yaygın bulaşma yolu, kontamine olmuş toprak veya kumla temas eden ellerin ağıza götürülmesidir. Ayrıca enfekte anneler, yavrularına süt yoluyla da bu paraziti bulaştırabilir. İnsanlar için asıl tehlike, bu parazitlerin vücuda girdikten sonra iç organlarda göç etmesi ve Visceral Larva Migrans adı verilen ciddi bir hastalığa yol açmasıdır.
Bir diğer önemli parazit grubu ise Ancylostoma caninum (kancalı kurt) ve Uncinaria stenocephala’dır. Bu parazitlerin en dikkat çekici özelliği, sadece ağız yoluyla değil, deriden de vücuda girebilmeleridir. Larvalar, toprakta gelişimlerini tamamladıktan sonra çıplak deriyle temas ederse deriyi delerek vücuda girer. Köpeklerde bu larvalar bağırsağa ulaşarak olgunlaşırken, insanlarda deri altında kalarak Cutaneous Larva Migrans (deri larva göçü) adı verilen rahatsızlığa neden olur.
Bu parazitlerden korunmak için alınabilecek en etkili önlem, evcil hayvan dışkılarının derhal toplanması ve uygun şekilde bertaraf edilmesidir. Özellikle çocuk oyun alanlarında bu konuya özen gösterilmelidir. Ayrıca parklarda çıplak ayakla gezmemek, toprakla temas sonrası elleri iyice yıkamak gibi basit önlemlerle bu parazitlerin bulaşma riski önemli ölçüde azaltılabilir.
Cestoda Şubesinde Yer Alan Parazitler

Taenia cinsi, zoonoz özellik gösteren şeritlerin (tenya) en bilinen grubudur. Halk arasında “şerit” ya da “tenya” olarak bilinen bu parazitlerin bazı türleri 25 metreye varan boyutlara ulaşabilir. Genellikle son taşıyıcılarının bağırsaklarında yaşarlar ve az sayıda olduklarında belirgin semptom göstermezler. Ancak bazı vakalarda karın ağrısı, ishal gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarına yol açabilirler.
Ülkemizde en sık rastlanan tür olan Taenia saginata (sığır tenyası), sığırların kas dokusunda Cysticercus bovis adı verilen larval formda bulunur. Çiğ ya da az pişmiş sığır eti tüketen insanlar bu parazitle enfekte olabilir. Benzer şekilde, çiğ et yiyen kedi ve köpekler de taşıyıcı hale gelerek çevreye yumurta saçabilir. Bu yumurtaların bir şekilde oral yolla alınması durumunda insanlarda enfeksiyona neden olabilir.
Tenyaların bulaşmasında çiğ ya da az pişmiş et tüketimi büyük bir rol oynar. Bu nedenle, kesim artıklarının uygun şekilde bertaraf edilmesi ve evcil hayvanlara çiğ et verilmemesi gerekir.
Echinococcus cinsi ise daha farklı bir yaşam döngüsüne sahiptir. E. granulosus köpekler gibi etçilleri son konak olarak kullanırken, E. multilocularis daha çok tilkileri tercih eder. Her iki tür de kemirgenleri ara konak olarak kullanır ve bu durum kediler için de risk oluşturur.
Bu parazitler ara konakların dokularında “hidatik kist” adı verilen yapılar oluşturur. İnsanlar dahil ara konaklar, yumurtaları yuttuktan sonra enfekte olur. Larvalar bağırsaklardan çıkarak çeşitli organlara yerleşir ve kist oluşturur. Özellikle sinir sistemine yerleşen kistler ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Kedi ve köpeklerden insanlara bulaşabilen diğer şerit türleri arasında Hymenolepis spp. ve Dyplidium caninum sayılabilir. Ancak bu türler insanlarda çok nadiren görülür ve daha hafif seyirli enfeksiyonlara neden olur.
Kedi ve Köpeklerden İnsanlara Geçebilen Tek Hücreli Parazitler

Dünyada en yaygın görülen parazitlerden biri olan Toxoplasma gondii, özellikle kedilerle özdeşleşmiş bir protozoondur. İnsan nüfusunun önemli bir kısmı bu parazitle enfekte olmuş durumdadır. Bağışıklık sistemi güçlü kedilerde genellikle belirti göstermese de, diğer memelilerde sinir sistemi hasarlarına ve düşüklere yol açabilmektedir. Özellikle bağışıklığı baskılanmış kedilerde ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Toxoplasma, vücut hücrelerinin içinde yaşayan bir parazittir. Dokularda oluşturduğu kistlerle yıllarca sessiz kalabilir. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda bu kistler açılarak hızla çoğalan taşizoidler ortaya çıkar ve hücre hasarına neden olur. Hamile kadınlarda plasentayı geçerek fetüse ulaşabilir, bu da düşük veya doğumsal anomalilere yol açabilir.
Parazitin yaşam döngüsü oldukça ilginçtir: Kediler, enfekte kemirgen veya çiftlik hayvanlarının etlerini yediğinde, etteki kistler kedinin bağırsağında açılır. Burada üreyen parazit, ookist adı verilen yapıları dışkıyla çevreye yayar. İnsanlar bu ookistleri yanlışlıkla yutarak enfekte olur.
Kedi ve köpekler aracılığıyla bulaşan diğer önemli protozoonlar arasında Giardia ve Entamoeba türleri sayılabilir. Bu parazitler genellikle sindirim sistemi sorunlarına neden olmakla birlikte, bazı durumlarda sinir sistemi bozukluklarına da yol açabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bu parazitlerin tek kaynağı evcil hayvanlar değildir; kirli sular ve kontamine gıdalar da bulaşta önemli rol oynar.
Bu parazitlerden korunmak için alınabilecek en etkili önlemler:
- Kedilerin çiğ etle beslenmemesi
- Düzenli veteriner kontrolleri
- Kedi kumunun günlük temizlenmesi
- Bahçe işleri yaparken eldiven kullanılması
- Sebze ve meyvelerin iyice yıkanması
- İçme sularının temizliğine dikkat edilmesi

Kedi ve köpekler, sevimli dostlarımız olsalar da bize ciddi hastalıklar bulaştırabilirler. Bu hastalıkların önemli bir kısmı parazitlerden kaynaklanmaktadır. Zoonoz olarak adlandırılan ve hayvanlardan insanlara geçen bu hastalıkları önlemek için öncelikle evcil hayvanlarımızın aşılarını ve parazit tedavilerini düzenli olarak yaptırmalıyız.
Özellikle çocuk parkları, köpek parkları, piknik alanları ve okul bahçeleri gibi kumluk bölgeler, kedi ve köpeklerin serbestçe dolaşabildiği yerlerdir. Bu tür alanlarda çocuklarımızın sağlığı için daha dikkatli olmalıyız. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde sokak hayvanlarının sayısı oldukça fazladır. Bu nedenle, zoonoz parazitlerle mücadele ederken sokak hayvanlarının kontrol altına alınması da büyük önem taşımaktadır.
Hem kendi sağlığımız hem de evcil hayvanlarımızın sağlığı için, sokaklarda ve toplu kullanım alanlarında hayvan dışkılarıyla temas riskini en aza indirmeliyiz. Bilinçli bir hayvan sahibi olarak, evcil hayvanımızın dışkısını sokakta, parkta veya bahçede bırakmamalı, poşetleyerek uygun bir çöp kutusuna atmalıyız.
Veteriner Hekim Mehmet Fatih Aydın, bu konuyla ilgili bir makalesinde, “Çocuk oyun alanlarının, evcil hayvanların erişimini engellemek için çitle çevrilmesini tavsiye ediyoruz.” diyerek önemli bir önleme dikkat çekmiştir.
Çocuklarımızın sağlığını korumak adına, sokak hayvanlarının insan sağlığını tehdit edebilecekleri alanlara girişinin kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu konuda halkımızın bilinçlendirilmesi için kamu spotları, eğitim programları ve hastanelerde dağıtılacak broşürler gibi çalışmalar yapılmalıdır. Unutmayalım ki, alacağımız küçük önlemler, büyük sağlık sorunlarının önüne geçebilir.